Enerji sözcüğü şaşılacak kadar yenidir. Çağdaş anlamda kullanımı 1800’ lerin ortalarında başlamıştır. Amatör bir bilimci iken yüzyılın keşfine imza atan Michael Faraday’ın farklı enerjilerin birbiriyle ilişkisi olduğunu keşfetmesi “Enerji” kavramının anlaşılmasını kolaylaştırmıştı. Faraday dünyanın en ünlü denklemindeki (E=mc2) E’nin temelini atıyor, bütün enerji formlarının birbiriyle ilişkili olduğunu kanıtlıyor ve doğada enerjinin toplam bir biçimde kaybolmadığını milyonda bir de olsa azalmadığını sadece dönüştüğünü ortaya çıkarıyordu. Buna enerjinin korunumu yasası deniyor.
Enerji sözcüğü şaşılacak kadar yenidir. Çağdaş anlamda kullanımı 1800’ lerin ortalarında başlamıştır. Amatör bir bilimci iken yüzyılın keşfine imza atan Michael Faraday’ın farklı enerjilerin birbiriyle ilişkisi olduğunu keşfetmesi “Enerji” kavramının anlaşılmasını kolaylaştırmıştı.
Faraday dünyanın en ünlü denklemindeki (E=mc2) E’nin temelini atıyor, bütün enerji formlarının birbiriyle ilişkili olduğunu kanıtlıyor ve doğada enerjinin toplam bir biçimde kaybolmadığını milyonda bir de olsa azalmadığını sadece dönüştüğünü ortaya çıkarıyordu. Buna enerjinin korunumu yasası deniyor.
Daha sonraları Einstein bu temelden yola çıkarak toplam enerjinin bundan ibaret olmadığını, tek bir atom ile dahi kıyamet kadar enerji sağlanacağı çalışmaları ile uzay çağının kapısını sonuna kadar aralıyordu.
Peki biz insanlar temelde benzer enerji kaynaklarıyla beslensekte, benzer şekilde enerji elde edemediğimizde bu canlı karbon yapının hangi çalışma kılavuzunda sorun aramalıyız. Enerjinin toplam miktarını heba etmeden, atık formla uzaklaştırmadan önce yaşama enerjimizi sağlama almanın bu canlı karbon yapının çekirdeğine nötronlar göndermeden yolu var mıdır?
Evrenin küçük bir formu sayılabilecek bu büyüleyici organizma sorunsuz çalışmaya programlı iken, her son ürünün gerçekte atık olmadan önce ayrıştırıcılara ve dönüştürücülere ihtiyaç duyduğu bir düzen işler. Yeniden yaratılan her şey için ise bu kofaktörler denklemin doğru işlemesini sağlar. İşte saniyede her hücrede milyonlarca kez tekrarlanan bu reaksiyonların bizi hayatta, yeterli enerjiyle ve uzun süre tutması metilasyon döngüsünün doğru işlemesine bağlıdır.
Doğru reaksiyonlar doğru yerde ve zamanda işlediğinde kusursuz bir tasarruf ve oluşacak yapı en iyi versiyonunda oluşur. Bunun için metilasyon donörlerinin yeterli ve bütün kofaktörlerin eksiksiz iş görmesi önemlidir. Röntgen ışınlarının vibrasyonları bunları tespit edecek aletler bilim insanlarımız tarafından keşfedilmeden önce de vardı. Elektrik enerjisinin vibrasyonları elektrik keşfedilmeden önce de vardı. Metilasyon döngüsü ise varlığımızın başlangıcından beri var. Metilasyon bozucular ise hayatımızda çok çok yeni. Hiçbir hastalık yoktur ki işin için de metilasyon döngüsü karışmasın. Metilasyon yolundaysa enerjiniz tükenmez.
Kaynaklar:
- David bodanis E=mc2: A Biography of the World’s Most Famous Equation,
- Fonksiyonel tıp kitabı Mustafa Atasoy
